Urla Plajları, Köyleri ve Festivalleri

6 Ağustos 2017 · Zehra Arslan

Urla, eski isimleri ile iç kısmına Vourla ve kıyı kısmına Klazomenai denilen, İzmir’e bağlı ve son bir kaç sene içinde yıldızı parlayan büyük bir ilçe. Hatta son dönemde göç patlaması yaşıyor diyebiliriz.

Bu göç fiyatlara satıcı için pozitif, alıcı için negatif olarak yansımış. İstanbul ve Ankara’dan gelenler hem emlak piyasasının hem de Urla pazarında satılan gıda ürünlerinin fiyatlarının yukarı doğru tırmanmasına sebep olmuşlar. Aslında bunu fırsat bilenler fiyatları bir hayli artırmış diyelim.

Urla’da Gezilecek Yerler

Urla’da gezilecek çok fazla yer var. Bunun için arabayla gelmenizde fayda var. Ama uzun yol yapmak istemiyorsanız uçakla İzmir’e gelip araba kiralayabilirsiniz. Size uygun İzmir uçak bileti için https://www.biletbayi.com adresine bakabilirsiniz. Toplu taşıma araçlarıyla gezmek isterseniz biraz daha fazla zaman ayırmanız gerekir.

Urla köylerinden başlamak isterseniz, Barbaros Köyü ve Özbek Köyü gezebileceğiniz yerler arasında. Bu köyleri ayrıca yazdık, detaylı yazılara bağlantılardan. Yine de nasıl gideceğinizi bilmek isterseniz her iki köye de Urla’dan ulaşım mevcut.

Yine Kadıovacık Köyü ve Zeytineli Köyü de günübirlik gezebileceğiniz yerler arasında. Günübirlik diyorum zira buralarda konaklama imkanınız yok, gidip gezip, köy usulü yemeklerinden ve yetiştirdiklerinden tadıp, belki de alışveriş yapıp geri dönmeniz gerekir.

Urla’ya en yakın merkezlerden biri Çeşmealtı, denize girebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz, uzun saatler alışveriş yapabileceğiniz bir yerleşim yeri. Urla’da en çok beğendiğim yerlerden biri oldu diyebilirim. Evler denize çok yakın inşa edilmiş. Bu nasıl mümkün oldu diye sorguluyor insan görünce. Sahiller bir çok yerde söylendiği gibi tam olarak halka açık değil. Sahile yakın evleri saymazsak, Çeşmealtı’nda halkın sahile ulaşması nispeten gerçekleşmiş. Sahil kenarında belediye tarafından konmuş bir sürü şemsiye var. Hiç bir şey ödemeden bu gölgeliklerden faydalanabiliyorsunuz.

Akşam olduğunda Urla, Çeşmealtı gece pazarı kuruluyor. Burada daha çok takı, giysi ve hediyelik eşya bulunuyor. Pazarın bir hayli ziyaretçisi var; ama çok ucuz bir pazar beklemeyin.

Urla Bağ Yolu gezebileceğiniz, şarap tadımı yapıp satın alabileceğiniz bir kaç şarap imalathanesinden oluşan bir yol. Biz Urlice ve Urla Şarapcılık‘ı gezdik. Ama bu yol üzerinde yedi tane bağ bulunuyor. Mozaik, MMG Şarapçılık, Urla Bağ Evi, Urlice, Urla Şarapçılık, Usca ve Limantepe Urla.

Urlice daha çok butik çalışan bir firma. 40 dönüm arazi üzerine kurulu ve ve yıllık 12.000 şişe şarap üretiyorlar. Bağın içinde çok keyifli yemek yiyebileceğiniz bir mekan da oluşturmuşlar. Mahzenleri eski bir Rum evinin altında doğal mahzen. Urla Bağ Yolu haritası aşağıda:

Urla Bağ Yolu

Urla Şarapçılık ise 55 dönüm üzerine kurulu bir bağ. İçeri girdiğinizde kendinizi Toskana’da hissedebilirsiniz. Bağ yolunda sıra sıra dikilmiş Toskana selvileri var. Urla Şarapçılık hem yurt içine şarap veriyor hem de bazı ülkelere şarap ihracatı yapıyor. Tadım için ayrılan kısım modern dizayn edilmiş bir bölüm ve yaz sıcaklarında serin güzel bir mekan. Burada ayrıca Türkiye’nin en küçük oteli yer alıyor. Sadece 2 odası olan bir otelleri var. Hem Urlice’den hem de Urla Şarapçılık’tan şarap satın alabilirsiniz.

Urla iskeleye yakın bir başka görülecek mekan Klazomenai. Burası Arkaik Dönem zeytinyağı imalathanesi. Yapı aslına uygun ayağa kaldırılmaya çalışılmış. İç kısmına o dönemdeki duvar resimlerinden faydalanarak aynı zeytinyağı presleri imal edilmiş. Yağ imalathanesi çalışır durumda, bazı özel günlerde pres usülü ile buradan sembolik miktarda zeytinyağı alınıyormuş. Okulda çok karşımıza çıkan birleşik kapların nasıl çalıştığını burada çok güzel bir şekilde görebilirsiniz. Orijinal kaplar hala duruyor ve zeytinyağ bu kaplarda damıtılarak elde ediliyor. Klazomenai Zeytinyağı İşliği olarak geçen yapının bakım sponsoru Karsan Karadeniz Kimya ve Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti. Şimdilik içerisini görevli eşliğinde, ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz, henüz müze vasfı kazanmamış.

Urla’da merkez sayılabilecek iki farklı bölüm var. Bir bölümü deniz tarafında yer alıyor, bir bölümü ise içeride kara tarafında kalıyor. İskele Caddesi olarak geçen bölümünde çok fazla olmasa da tekneler bağlı. 2017 yılında bizim gördüğümüz daha çok yerli teknelerdi.

Limanda en çok dikkat çeken yapı hiç şüphesiz Pier Otel ve lokantası olacaktır. Birinci dereceden sit alanı olan bu bina aslına uygun olarak restore edilmiş. Şu anda 10 odalı bir otel ve alt kısmı lokanta olacak şekilde hizmet vermekte. Limanda balık yiyebileceğiniz bir çok lokanta Yan yana sıralanmış durumda. Bunların bir kısmı yüksek fiyatlı, bir kısmı ise uygun fiyatlı. Uygun fiyatlı olanlar menüleri ve fiyatlarını giriş kapısına yazmışlar.

Limanın hemen yanında gezebileceğiniz, bana göre küçük bir su altı açık hava müzesi yer alıyor. Burası Ankara Üniversitesi Mustafa Koç Deniz Arkeolojisi Araştırma Merkezi. Burası su altında bulunan bazı teknelerin replikaları yer alıyor.

Bunlardan biri olan Kybele Teknesi tüm güzelliği ile uzaktan göze batıyor. Bu replika tekne ile bir proje kapsamında bir kaç ay süren Türkiye, Danimarka, Türkiye yolculuğu yapılmış. Şimdi karada istirahat ediyor. Yaz aylarında burayı ziyaret ederseniz sizi gezdirip bilgi verecek arkeologlar bulabilirsiniz. Burası şu anda bir müze değil; ancak müze yapmak üzere planları var. Gelen ziyaretçileri geri çevirmeyip gezdiriyorlar.

Bu sene yani 2017 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Urla’ya bir yüzer iskele kurarak, Urla, Konak arasında feribot seferleri başlattı. Şu anda sabah ve akşam karşılıklı olmak üzere günde 2 sefer yapılıyor. Yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor. Günü birlik trafiksiz İzmir’den, Urla’ya gelip akşama dönmek isterseniz bu mümkün. Bu seneki tam bilet fiyatı 10 TL.

Urla limanda akşam üstleri kadınlar pazarı kuruluyor. Kadınlar genelde kendi yaptıkları el emeği ürünlerini satıyorlar. Çok büyük bir pazar değil bir kaç tezgahtan oluşuyor. Ahşap seviyorsanız hoşunuza gidecek şeyler bulabilirsiniz. Genelde zeytin ağacından üretilen hoş ürünler göze çarpıyor.

Urla, Karantina Adası görmek isteyeceğiniz yerlerden biri; ancak adanın içine giriş izni yok bugünlerde. İki tarafı deniz olan bir yoldan geçerek adaya ulaşıyorsunuz. İçinde bir kazı alanı ve eski Urla Hastanesi olan ada bugün Acil Afet Eğitim ve Simülasyon Merkezi kurulmuş. Adaya girişler durdurulmuş. Bazı özel festivallerde ziyarete açıyorlarmış. Yine de bu değişik yoldan yürüyerek veya araba ile bir geçip bu deneyimi yaşayabilirsiniz. Buna benzer bir yol San Fransisco’da var aklıma geçerken hep o yol gelir.

Urla Sanat Sokağı az önce bahsettiğim Urla’nın iç kısmında kalan bir kaç küçük dükkan ve kafeteryanın olduğu ayrıca içinde Devlet Tiyatroları binasını da barındıran sevimli bir sokak. Sokak 2017 Mayıs ayında tadilatta idi Haziran sonunda bir kaç konser ile açılış yapıldı. Ancak bu sokakta oturup bir şeyler yemek isterseniz aman dikkat edin, bazı iş yerleri bütün mekanın dekor parasını kısa sürede çıkartmak istiyor gibi. Fiyatlar sizi çok şaşırtabilir, önce fiyatını sorup sonra sipariş edin derim. İki makarnaya 100 TL aldıklarını duyunca çok üzüldüm.

Sanat Sokağı yakınında gezebileceğiniz bir başka sevimli meydan Malgaca Pazarı. Burası ilginç bir meydan bir yanda manav, diğer yanda nalbur ve ortada kahvehane ile lokantaların yer aldığı çok küçük, çok eski bir alışveriş meydanı. Eskiden burası hayvan pazarıymış ve sürekli olarak gelenler mal kaça, mal kaça diye sorarlarmış o günlerden sonra adı Malgaca Pazarı olarak süregelmiş. Eskiden tüm alışveriş mekanları bu meydanın etrafında yer alıyormuş. Çarşıya çıkan biri kumaşını, yemekliğini alıp biraz soluklanıp çayını, kahvesini içip evine dönermiş. Bugün de meydan küçük dükkanlar ile hala canlılığını koruyor. Meydanda Deniz Kafe’de enginarlı mantı yemenizi öneririm.

Malgaca Pazarı’nın arka kısmında çok küçük bir arasta yer alıyor. Dükkanların dışarıya bakanları daha gösterişliyken içeride kalanları daha sade. Ancak tülbent bir elbisenin fiyatı 126 TL idi. Yine büyük şehirlerden yerleşenlere uygulanan acımasız yüksek fiyat politikası uygulanmış.

Urla Festivalleri

Şimdilik Urla’nın üç büyük festivali mevcut. “Urla Ot Festivali” her yıl 19 -20 Mart tarihlerinde Özbek Köyü’nde yapılıyor. “Enginar Festivali” 29-30 Nisan ve 1 Mayıs tarihlerinde Urla’da yapılıyor. “Urla Bağ Bozumu Şenlikleri” her yıl 14-15-16 Ağustos tarihinde yapılıyor.

Ayrıca Nohutalan Kavun Şenliği, Eylül’ün ilk haftası yapılıyor. Köy Tiyatroları Şenliği, Temmuz ayında yapılıyor. Sardalya Şenliği Eylül’ün ikinci haftası yapılıyor. Bunlardan birine gelmeyi planlarsanız yine de tarihleri kontrol etmekte fayda var. Beklenmedik bir durum söz konusu olduğunda bu tarihler değişebiliyor.

Urla Plajları

Urla plajları çok beklediğimiz gibi çıkmadı. İlk önce Kum Denizi Plajı denedik. Neredeyse herkes oradaydı. Tüpünü, topunu alan, çizgili pijaması ile gelen, Şahin arabayı park edip arabesk dinleyen herkes oradaydı. Tabi bu bayram dönemi böyle oldu; ama sonrasında da gelen kitle çok değişmedi. Burada deniz temiz sayılır ancak çok sığ, uzun süre gitmenize rağmen diz kapaklarınıza geliyor. Bu plaj belediyeye ait gölgelik ve şezlong kiralayabiliyorsunuz. Her birinin fiyatı 10 TL.

Sonra Gelin Kayası denen bölgeye gittik. Başlangıçta her şey çok iyiydi, bir kafeteryada oturduk, gölgelik var iskele var deniz nispeten deniz gibi. Ancak bir süre sonra bir bayan denizden panikle çıktı. Deniz anası kolunu yakmıştı. Sonra kıyıda yaklaşık 20 adet alışık olduğumuzun dışında deniz anası yakalandı. Yine de girdik ve üç metre açılınca bizimde önümüze deniz anaları çıktı. Bu bölgede Haziran aylarında deniz anası olurmuş, öğrendik.

Bir sonraki gün güney kısımda yer alan Demircili Plajı’nı denedik. Çimlerde pufların üzerine oturabiliyorsunuz gölgelikte var. İki kişi için 35 TL alıyorlar. Ancak plajın yan tarafından hiç bir ödeme yapmadan da girebileceğiniz bir kumsal mevcut. Eğer şemsiyeniz ve sandalyeniz varsa burayı tercih edebilirsiniz. Urla’nın en güzel, en temiz plajı Demircili. Ancak burada da yol yapımı olduğu için yolun 2-3 km kadarlık bir kısmı bozuk. Sanırım 2017 yazında bitmiş olur. Plaj Urla merkeze biraz uzak yol yaklaşık 25 dakika kadar sürüyor.

Bir diğer plaj Özbek Köyü yolu üzerinden gidilen Eğriliman. Burada Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kampı yer alıyor. Kamp gözünüzü korkutmasın dışarıdan günü birlik girebiliyorsunuz. Sakin bir yer, deniz fena değil en azından deniz anası yok. Günlük girişlerde kişi başı 10 TL veriyorsunuz buna gölgelik ve şezlong dahil. Ayrıca çok uygun fiyatlı yemek yiyebileceğiniz bir kafeteryası var. Burada kiralık evler de var dışarıdan gelenleri kabul ediyorlar. Evlerin günlük kirası 70 ile 80 TL arasında ama yer bulmak pek mümkün değil. Öncelik kurum çalışanlarının. Burası 1970 li yıllarda kalmış, nostalji arayanlar için biçilmiş kaftan.

Buraya gelmeden bir kaç yüz metre öncesinde, yine Eğriliman Caddesi üzerinden ulaşabileceğiniz, denize girebileceğiniz çok ufak bir koy daha var.

Bir de Çeşmealtı Plajı var. Haziran ayında deniz anaları buradaki plajlarda da görülüyordu. Temmuz, Ağustos aylarında yok oluyorlarmış. Daha önce yazdığım gibi burada belediyenin koyduğu gölgeliklerin altında kendi sandalyeleriniz ile oturabilirsiniz. Bu sandalyeler her yerde uygun fiyatlı satılıyor, pratik ve rahatlar. Çeşmealtı’nda ücretli plajlar da mevcut.

Urla’da Nerede Kalınır?

Konaklama için bir çok seçeneğiniz var. Pansiyon, otel veya ev kiralayabilirsiniz. Arabanız ile tatile gidiyorsanız yanınıza gerekli eşyaları aldığınız takdirde bir kaç günlük veya haftalık ev kiralayarak konforlu bir şekilde konaklayabilirsiniz.

Biz iki hafta kaldık ve bir ev kiraladık. Bizim için bu keyifli oldu, ev sahipleri de evin bir bölümünde yaşıyorlardı. Evin bahçesinde iki kedi, iki köpek ve bir papağan vardı. Hayvanlarla ve ev sahipleri ile oldukça hoş vakit geçirdik. Genelde kiraladığınız evlerde ev sahibi yaşamıyor. Konaklama için denize yakın olmak isterseniz; İskele, Güzelbahçe, Kum Denizi Plajı, Çeşmealtı, Gelin Kayası taraflarını seçebilirsiniz.

Urla Plajları, Köyleri ve Festivalleri

Urla, eski isimleri ile iç kısmına Vourla ve kıyı kısmına Klazomenai denilen, İzmir’e bağlı ve son…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Sahilde yürüyüş yapabilirsiniz. Hatta, deniz kıyısında balık tutabilirsiniz. Çünkü, buradaki alan, kapalı bir yer ve bu nedenle, balık bol. Zaten, Özbek köyünün balıkları ünlüdür.

    • Can Bey,
      bir dahaki sefere balık yiyeceğiz Özbek köyünde.

  • Merhaba, gezi konusunda sizden gerçekten etkileniyorum. teşekkürler. ziyaret etmek isterseni benim sitemde …

    • Volkan Bey merhaba, öncelikle teşekkür ederiz. Fakat buraya verdiğiniz bağlantılar pek işe yaramaz, eğer Google aramalarında üstte olmak istiyorsanız kurumsal firmalar için en iyi çözüm reklam vermektir. Emin olun geri dönüşümü gayet iyi olacaktır, başarılar.

  • Güzel memleketime uğramanıza da sevindim. Başarılar.

    • Mustafa Bey memleketiniz sizin bıraktığınız gibi olmayabilir, gereksiz bir pahalılık söz konusu.

  • henüz kastamonu’ya uğramamışsınız sanırım.

    • Kastamonu’ya da uğradık; fakat henüz yazma fırsatımız olmadı.

Yorumunuz?