Le Mont Saint Michel, Fransa

Fransa’nın Normandiya kıyılarında yer alan Saint Michel’in uzaktan görüntüsü rüya şehre hoşgeldiniz der gibi. Denizin ortasındaki bu minik kale içi yerleşimin kilise çan kulesi, kayalığın en tepesinde göğe doğru uzanıyor.

Bu yerleşimin üzerinde bulunduğu Normandiya toprakları adını 9. yüzyılda kuzeyden gelerek burada hüküm süren Vikingler’den almış. Başlangıçta Northman denen bölge daha sonra literatüre Normandiya olarak yerleşmiş. Saint Michel, Couesnon nehrinin ağzındaki bir kayalığa inşa edilmiş ve tamamı kesme taştan yapılmış binalardan oluşuyor. Binalar kayalığın üst kısmına doğru sıralanırken en üst sırayı kilise almış. Oldukça yüksek tavanlı inşa edilen (deniz seviyesinden yaklaşık 80 m) yapıya bir de çan kulesi eklenince ortaya heybetli bir görüntü çıkmış. Kale şehir hem ibadet merkezi tarzında yapılar için bir örnek; hem de askeri mimari için.

Saint Michel’in geçmişi M.S. 708 yılına kadar gidiyor. Aziz Aubert, birbirini takip eden 3 rüyada burayı görüyor ve daha sonraki dönemlerde buraya bir kilise inşa edilerek bir ibadet merkezi haline geliyor. 11. yüzyılda ise Roman tarzı inşa edilmiş olan kilisenin kuzey duvarına bir manastır inşa ediliyor. Fransız Devrimi zamanında Saint Michel bir sure hapishane olarak kullanıldıktan sonra 1874 yılından itibaren bir halka açılmış. Bölge 1979 yılından itibaren de Unesco dünya mirası listesine alınmış.

Şehrin içine girdiğinizde bir kere daha etkileniyorsunuz. Sokakların tamamı taştan ve sadece iki kişinin yanyana geçebileceği genişlikte. Daha önce de belirttiğim gibi kale şehir Couesnon nehri ağzında akıntının ve med cezirin çok kuvvetli oldu bir bölgede yer alıyor ve etrafındaki topraklar sürekli olarak akıntı tarafından alınıp götürülüyor.

Geriye kalan kale etrafındaki toprak ise tamamen kaygan bir balçık haline gelmiş durumda. Bu balçığın üzerinde yürüyerek kaleyi dışarıdan fotoğraflama imkanınız var ancak yürürken çok dikkatli olmanız gerekiyor. Her an düşme riskiniz var. Yaz aylarında burada yürüyen insanlar ayakkabılarını çıkararak yürümeyi tercih ediyor. Bu görüntünün hem aşağıdan hem de yukarıdan inanılmaz etkileyici olduğunu söylemeliyim.

Saint Michel havanın çok iyi olduğu dönemlerde oldukça kalabalık oluyor. Öyle ki zaten çok dar olan sokaklarında yanyana bile geçmekde zorlanıyorsunuz. Tadını çıkarmak için soğuk günlerde buraya gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir başka seçenek hemen 4-5 km mesafedeki oteller bölgesinde konaklayarak sabah erken saatlerde buraya gelip ortamın tadını doyasıya çıkararak fotoğraf çekmek olabilir.

Tur firmaları buraya turlar düzenliyor Paris’ten kişi başı fiyat 166 € civarında. Ancak bizim yaptığımız gibi Paris’den kendiniz de gelebilirsiniz. Bu da yaklaşık kişi başı 130 € civarında tutuyor. Malesef daha ucuz gidebileceğimiz başka bir yol bulamadık. Önce Paris Gare Montparnasse istasyonundan tren bileti almanız gerekiyor. Rennes istasyonuna geldiğinizde istasyonun dışına çıkıp hemen sağa döndüğünüzde Le Mont Saint Michel otobüslerini göreceksiniz. Paris’de bilet alırken gideceğiniz son noktayı bildirirseniz biletiniz tren ve otobüs dahil gidiş dönüş geçerli.

Paris’den gidiş dönüş toplam 6 saat sürüyor. Rennes treni günde bir kaç sefer yapıyor. En makulu sabah 9-10 civarındaki trene binerek Rennes’e gitmek. Öğlende oraya ulaşmış oluyorsunuz. Akşam 6 otobüsü ile de Rennes’e dönüp oradan akşam 21:00 civarında Paris’e ulaşabilirsiniz. Değer mi derseniz; bence değer. Her ne kadar bugün Saint Michel sadece ticari bir amaca bürünmüş bile olsa özellikle fotoğrafçılar için bu mekanı gidip görmek ve fotoğraflamak büyük keyif verecektir.