Bozcaada’yı Keşfediyoruz

8 Ağustos 2020 · Zehra Arslan

Bozcaada hakkında yazmaya başlamadan önce adaya nasıl gelinir ile başlayalım. Biz adaya 2020 yılında covid-19 salgını döneminde gittik.

Bozcaada’ya ulaşmak için Geyikli Feribot iskelesinden arabalı vapura binerek geçebilirsiniz. 2020 yılında Gestaş firması feribot çalıştırıyordu. Zaman içinde bu firmalar değişebiliyor ancak gitmek istediğinizde, Geyikli feribot seferi diye aratırsanız firmaya ulaşırsınız. Bozcaada ve Geyikli arasında karşılıklı olarak günde sekiz sefer yapılıyor. Normalde önceden internet üzerinden bilet alınabiliyormuş; ancak salgın nedeni ile 2020 yılında işler biraz karışıktı. Tek bir gemi gidip geliyor ve uzun kuyruklar oluşuyordu. Adaya gelişte internetten bilet işlemine izin vermiyor; ancak adadan dönerken internet üzerinden yer ayırtabiliyorsunuz. Kalkış saati geldiğinde plakanıza bakıp buna göre iskeleye alıyorlar.

Bilet ödemesini Bozcaada’ya geçerken yapıyorsunuz dönüşte bir şey ödemiyorsunuz. Gidiş dönüş bilet için araçlı ve 2 kişi 118 TL ödedik. Aracınızı park edip yolcu bölümüne çıktığınızda geminin en arkadaki açıklık yerine oturursanız çok rüzgar almadan, manzara seyrederek seyahat edersiniz.

Şimdi gelelim Bozcaada’ya. Feribot limana yaklaşırken ilk göze çarpan yer adanın kalesi. Kaleyi mutlaka gezmenizi tavsiye ederim. Bugüne kadar Türkiye’de gördüğüm en ilginç kalelerden biri diyebilirim. Kalenin yapım yılı tam olarak bilinmiyor; ancak Fatih Sultan Mehmet tarafından detaylı bir onarım yaptırılmış. Günümüzde ise 1996 yılında yeniden restore edilmiş ve şu anda ziyarete açık. Kalenin iki kapısı ve iç avlusu var. Kaleyi ilginç kılan şey bu iç avlu. Kaleye çıktığınızda güzel bir ada manzarası ve tepede yer alan değirmenleri de göreceksiniz.

Değirmenlere doğru yürürken görmenizi tavsiye edeceğim bir yer de Salhane olacak. Burası tam deniz kenarında yer alan, keyifle oturup bir şeyler içebileceğiniz bir mekan. Bizim adada bulunduğumuz dönemde burada şarap tadım günleri yapılıyordu. Değirmenlere doğru yürürken burayı da göreceksiniz.

Şimdi gelelim kaleden gördüğümüz yel değirmenlerine. Bu ziyaret için tepeye doğru biraz yürümeniz gerekecek. Yürüme hızınıza göre kaleden bu yol 10 veya 15 dakika sürebilir. Taştan yapılmış çıkılması kolay bir yoldan ilerleyeceksiniz. Yol üzerinde dinleneceğiniz bir iki bank mevcut. Fotoğraf çekmek için akşam üzeri burada olabilirsiniz. Aslında güneşin konumuna göre gelebilme imkanınız varsa burada gün doğumu fotoğraf çekmek daha doğru. Gelemezseniz akşam güneşi de  fotoğraf için iyi. Yukarısı akşam üzeri bir hayli rüzgarlı oluyor. Zaten Bozcaada’nın rüzgarı oldukça meşhur. Hatta akşamları üşütüyor bile. Değirmenlerden günümüze üç adet kalmış. Onlar da hayli harap durumdayken 2019 yılında onarım geçirmişler.

Bozcaada’da görülesi bir başka yer Polente Feneri. Buraya fotoğraf için kesinlikle akşam üzeri gitmenizi öneririm. Fenere kadar mutlaka yürüyün. Yolun bir kısmı deniz kumu, bir kısmı taşlık. Arabanız ile belli bir mesafeye kadar gelebiliyorsunuz. Son noktadan fenere yürümek ise 15 veya 20 dakika sürüyor. Fenerin görüntüsü oldukça estetik. Hemen yanında rüzgar gülleri yer alıyor. Burası özel bir şirkete ait işletme. Yakın zamana kadar rüzgar güllerinin içine girilmesine izin veriliyormuş; ama şimdilerde içlerine giremiyorsunuz.

Polente Deniz Fenerine akşam üzeri gidilmeli dedim; ama burası akşam üzeri bir felaket oluyor. Eline şarabını alan gün batımı seyretmeye buraya geliyor. Fener dönüşü sıkı bir trafiğe yakalanabilirsiniz. Fotoğraf çekip günü burada batırmak istiyorsanız biraz erken gitmenizde fayda var.

Gelelim adanın içini görmeye ve gezmeye. Ada ufak ve sevimli bir merkeze sahip. Ancak bu minik merkeze araçlar girdiğinde ada gürültülü, kalabalık ve sevimsiz oluyor. Haftada iki gün sevkiyat için izin var. İşte o günlerde, huzur için geldiğiniz adanın tüm huzuru kaçıyor. Ancak buradaki işletmelerin iş yapabilmesi için bu malzemelere ihtiyacı var elbette. Adayı genel olarak ikiye ayırabiliriz. Caminin olduğu tarafta kalan yerler Türk mahallesi olarak geçiyor. Kilisenin olduğu taraf ise Rum mahallesi. Ancak günümüze bakınca adada sadece 13 Rum vatandaşının yaşadığını öğrendik. Kilise ise kapalı ve bir bakıcısı var. Sadece özel günlerde ayin için açılıyor.

Merkezdeki sokaklar sağlı sollu oldukça keyifli. Yemek yenecek yerler ve kafelerin tasarımları zevkli yapılmış. Her yer oldukça renkli ve bol yeşillikli. Yemek için bir çok seçenek var, hem ev yemekleri bulabilirsiniz; hem de kebap tarzı şeyler. Biz Şükrü Usta’da ve İda Cafe’de yemek yedik. İkisinin yemekleri de iyiydi. Ancak ortam olarak İda Cafe daha iyi konumda, bahçe içinde bir mekan. Yemek üzerine dondurma isterseniz kavun içinde dondurma yapan Mastika Dondurma’yı tavsiye ederim.

Akşamları çay içmek isterseniz veya gün içinde soluklanmak isterseniz Zübeyde Hanım çay bahçesini tavsiye ederim. İki tane çay bahçesi var, birinin atmosferi daha iyi. Zaten görünce anlayacaksınız. Ağaçların altında ahşap koltuklar ve renkli ahşap sandalyeler ile Zübeyde Hanım çay bahçesi hoşunuza gidecek. Çayın buradaki fiyatı özlediğimiz gibi 2 TL.

Bozcaada şarabı ile meşhur. Adada bir kaç şarap fabrikası var. Çamlıbel, Corvus, Ataol ve Gülerada şarap fabrikaları. Adanın iç kesimlerinde bu fabrikaları göreceksiniz. Her sene Temmuz ayında şarap tadım günleri yapılıyor. Daha önceki yıllarda ücretsiz olan bu tadımlar bu sene kişi başı 80 TL’den yapıldı. Bundan sonrasında da sanırım her sene ücret alınmaya devam edecek. Yukarıda yazdığım gibi 2020’de biz tam adadayken Salhane’de şarap tadım günlerine denk geldik.

Bozcaada’nın iç kısımlarında olup yemek için sessiz ve deniz manzaralı bir yer ararsanız size Aya Paraskevi Lokantası’nı tavsiye edebilirim. Burası eski bir manastırdan dönüştürülmüş, ağaçların altında keyifli yemek yiyebileceğiniz bir mekan. Fiyatları da makul düzeyde. İşletmecisi adada yaşayan az sayıdaki Rumlardan biri.

Adanın çevresine gelince, arabasız gelirseniz adanın tamamını göremeyebilirsiniz. Dolmuşlar çalışıyor ancak sadece plajlara gidiyorlar. Sabah 10:00’da başlayan dolmuş seferleri akşam son seferini saat 22:00’de yaparak, plajlardan adanın merkezine geliyor. Plajlar içinde en büyüğü Ayazma Plajı. Burada, lokanta, şezlong ve şemsiye var. Deniz suyu oldukça temiz. Diğer koylarda ise kendi aracınız ile gidip denize girebilirsiniz. Ayazma Plajı’na çok yakın olan Habbele ve Sulubahçe Plajları’nı veya adanın diğer taraflarında olan Tuzburnu, Tekirbahçe ve Poyraz Liman gibi yerleri tercih edebilirsiniz.

Adaya arabasız geldiyseniz ve dolmuş kullanmak istemiyorsanız bir kaç seçeneğiniz var. En ekonomik olanı bisiklet kiralamak veya günlük ATV kiralamak olabilir. ATV’leri sabah aldığınızda akşam 21:00’de bırakmanız gerekiyor ve 2020 yılındaki günlük kiralama bedeli 250 TL. Motorsiklet ehliyetiniz varsa motorun günlük kirası 150 TL. Araba kiralayarak da adayı dolaşmanız mümkün bunun için Güney Rentecar ile bağlantıya geçebilirsiniz.

Konaklamaya gelince Bozcaada’da bol seçenek var ama fiyatlar çok düşük değil. Çadır kurmak isterseniz kendi başınıza gidip adanın herhangi bir yerine çadır kurmanıza izin yok. Bu konuda bilgiyi turizm müdürlüğünden aldık. Ada geneli sit bölgesi olduğu için jandarma çadırları kaldırıyor. Yine de çadırda kalmak isterseniz Ada Camping çadır bölgesini kullanabilirsiniz. Adanın tek kamp alanı burası. 2020 çadır konaklama fiyatı gecelik kişi başı 50 TL. Kendi yemeğinizi yapabiliceğiniz ortak mutfak alanı var. Ancak salgın hastalık döneminde bu kullanıma kapanmış durumda. Ortak banyo, tuvalet, sıcak su var. Çadırınıza elektrik alabileceğiniz prizler mevcut. Uzatma kablosu götürmeniz işinize yarar. Biz adadaki ilk gecemizi burada konaklayarak geçirdik.

Konaklama için otel seçenekleri ise şöyle: biz ikinci gece Şeyda Butik Otel‘de kaldık. Sadece 4 odası olan çok sevimli ve en önemlisi çok temiz bir otel. Mobilyalar özenle ahşaptan yapılmış. Çarşaflar mis gibi temizlik kokuyor. Otelin geceliği iki kişi için 500 TL kahvaltı dahil. Otel tam ada merkezinde ancak sakin bir sokakta (Dar Sk. No:7). Şeyda Hanım uzun yıllar Antalya’da büyük otellerde yöneticilik yapmış, bunun yansıması olarak kendi oteli de gayet güzel gözüküyor. Rezervasyon yapabilmeniz için telefonu: 0532 344 39 96

Diğer konaklama seçenekleri ise, pansiyon isterseniz Kırlı Pansiyon 5 odalı ve iki kişi kahvaltı dahil 350 TL. Gelincik Otel 8 odalı, fiyatı 430 TL’den başlıyor kahvaltı dahil. Armagrandi Otel 31 odalı, eski bir şarap fabrikası otele dönüştürülmüş. Fiyatı iki kişi 600 TL kahvaltı dahil. Son olarak Kaikias Otel 22 odalı, iki kişi kahvaltı dahil fiyatı 700 TL. Çadırdan, pansiyona ve en lüks odaya kadar araştırıp bilgi vermeye çalıştık. Genel olarak Bozcaada çok uygun fiyatlı bir yer değil. Sezonu kısa olduğu için fiyatlar biraz yüksek. Ancak tüm tesislerin çok şık olduğunu belirteyim.

Konaklama için önceden mutlaka yer ayırtmanızda fayda var. Adanın yatak kapasitesi 2020 yılında 4750 idi. Bayram gibi özel günlerde bu kapasite doluyor elbette. Güvenliğinden söz edersek çok nadir olayın olduğu bir yer diyebiliriz. Hırsızlık nadiren görülüyormuş. Adada hastane yok, bir sağlık ocağı var. Acil bir hasta olursa helikopter ile sevk ediliyor. Bize ilginç gelen son bir bilgi de Bozcaada köyü olmayan tek ilçeymiş. Bozcaada keyifle vakit geçireceğiniz bir yer. Belki en iyi zaman el ayak çekilince Eylül ayının başında orada olmak.

Bozcaada Fotoğrafları

Bozcaada’yı Keşfediyoruz

Bozcaada hakkında yazmaya başlamadan önce adaya nasıl gelinir ile başlayalım. Biz adaya 2020 yılında covid-19 salgını…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Bozcaada’ya sezonda giderseniz trafik ve kalabalık sizi bezdirebilir. Ama eylül ve mayısta Maldivler’den bile daha güzel bir yer olduğunu düşünüyorum. Hele o arkasındaki denizin renkleri, yeşil ve mavi inanılmaz! Beni tekrar oraya götürdüğünüz için teşekkürler.

    • Semih bey, yorumunuz için teşekkürler, Maldivlerden daha güzel ve denizinin daha güvenli olduğu konusunda hiç bir şüphemiz yok zaten.

  • Adaya en son 2011 de gittigimde ruzgar gullerine kadar giris yasaklanmisti, adada tek bir bos yatak kalmamis olmasina ragmen inanilmaz kalabalikti ve tur otobusleri plaja yolcu tasiyordu, eşyalarımı beş dakika toplayıp sabah feribotu ile hızla ayrıldığımı hatırlıyorum:)) Tur otobüslerinin adaya geçisi kesinlikle yasaklanmalı…

    • Oya Hanım kesinlikle haklısınız; ama bizim gittiğimiz dönemde tur otobüsleri yoktu. Aslına bakarsanız feribot trafiğinin şehir merkezinden geçiyor olması en büyük sorunlardan biri. Bunu düzelttikleri an bir çok problem de kendiliğinden çözülecektir.

Yorumunuz?