Amman

26 Ocak 2011 · Zehra Arslan

Hemen belirtmek isterim Ürdün ve tabiki Amman bulunduğu coğrafyadaki diğer Arap ülkeleri gibi ucuz değil. Hatta tam tersine olması gerektiğinden çok daha pahalı bir yer. Ürdün ülke genelinde ne tam Ortadoğu’lu ne de Avrupa’lı bir görüntü var. Ülkenin ortada bir yerde sıkıştığı hissine kapılıyorsunuz.

Gezmek için en büyük caddesi Amman’daki El Vekalet Caddesi ki bu cadde de sadece 250 – 300 metre uzunluğunda. Cadde de kafeler ve her yerde görmeye alıştığımız, bildiğimiz ünlü mağazalar yer alıyor. Özellikle hafta sonları ve bayram günleri burada gençleri görebilirsiniz. Tabi gençler arasındaki değişik armoniyide göreceksiniz. Bazıları tam bir avrupalı gibi giyinmişler, bazıları çok renkli, bayanların bazıları aşırı makyajlı, erkeklerde değişik saç tıraşları dikkatinizi çekecek. Yani bir yanda müthiş bir arebesk görüntü, diğer yanda Avrupa’lı olmaya çalışan bir grup başka insan. Arap ülkelerinde bu ilginç ikilemi görmek mümkün; ancak Ürdün’de gördüğüm kadarını diğer Arap ülkelerinde görmedim. Burada bir şeyler içmek isterseniz bir bardak kahve 3€ civarında. Yani Türkiye’de biraz pahalı bir yerde ödeyeceğiniz bir fiyat.

Bu kültür karmaşası içinde bir de hiç bir şeye aldırmadan ve şehrin tam ortasında çadırlarda yaşayan bir grup var. İlginçdir bu insanlar Turkomen olarak anılıyorlar. Hiç bir devletle bir anlaşmaları yok. Çadırlarının yerini zaman zaman değiştiriyorlar. Böyle bir durumda hiç bir okul çocuklarını kabul etmiyor. Bu kişiler Ürdün’de yaşadıkları gibi Ortadoğu’nun başka değişik yerlerinde de yaşıyorlar ancak adeta görünmüyorlar. Daha da ilginç olan Türkiye’de akrabalarının olması ve dahası da Petra’yı yazarken bahsettiğim gibi bu kişilerin Nebati soyundan geldiğinin düşünülmesi. Şimdilik bunu kanıtlar hiç bir belge yok bu sadece bir grup bilim adamının düşüncesi. Bu açılımdan geriye doğru gidince Nebatilerin Türk olduğu veya Türkler ile bir bağlantısı olduğu gibi bir durum çıkıyor ortaya.

Ürdün’e kadar gelince en çok görülmesi gereken yerlerden biri Wadi Rum diye düşünüyorum. Burada jeep veya deve safari yapmalısınız. Bir kaç saatlik jeep safari için kişi başı 25 Dinar isteniyor bu da 60 TL’ye karşılık geliyor, ancak biz kişi başı 10 TL gibi rakam ödeyerek bu safariyi yaptık. Vadide bir kaç şirket var fiyatlarda buna göre değişiyor. Konaklamalı yapabileceğiniz tur seçenekleride mevcut. Bana sorarsanız Wadi Rum’da bir gece mutlaka konaklamalısınız derim. Buradaki atmosferi doyasıya yaşamanın en iyi yolu bu. Çölün ortasında yükselen kırmızı kayalıklar kendinizi dünya dışında bir gezegende gibi hissettiriyor. Helede akşam olup gün batmaya başladığında bu kayalar üzerine vuran ışıkla tamamen kırmızıya boyanıyorlar. O sırada tozu dumana katarak bir jeep geçiyor arkasından bir kaç deve ile bir küçük kervan yaklaşıyor. Tüm bunlar muhteşem fotoğrafik görüntüler oluşturuyor. Jeep veya deve safari için 1 veya 2 gece çölde konaklamalı tur seçenekleri var. Bunlardan birini mutlaka denemelisiniz. Konaklama bedevi çadırlarında olacağı için çok lüks beklentiniz olmasın. Ama uzun süre unutamayacağınız görüntülere şahit olacaksınız.

Ürdün’de görülecek bir başka nokta Lut Gölü. Gölün içi bugüne kadar gördüğünüz sulardan farklı karşı tarafında kanayan Filistin ve İsrail kıyıları da öyle. Gölün etrafındaki eski yerleşim yerleri olduğu düşünülen Sodom ve Gomora şehirlerine ait mitolojik bir öykü var.

Bu iki şehirde yaşayan insanlar zamanla ahlaki değerlerini kaybetmeye başlarlar öyleki homoseksüel ilişkiler ayyuka çıkar. Şehre misafir gelenleri yatırdıkları bir yatak vardır. Gelen kişinin boyu uzun ise bu yatağa sığması için ayaklarını keserler, kısa ise de çekerek uzatırlar. Tüm olayları durdurması için Lut Peygamber yollanır. Ailesi ile birlikte gelip burada yaşamaya başlar. Ancak burada yaşayanların iflah olmaz olduğu görülünce yukarından gelen emir ile şehirler yerle bir edilmeye karar verilir. İşin kötü yanlarından biri de Lut Peygamberin karısının bu şehirlerde yaşayan insanlara ayak uydurmuş olmasıdır. Lut Peygamber eşini ve çocuklarını alarak bir gece şehirden aniden çıkma kararı alır ve eşine ne olursa olsun asla arkasına bakmaması gerektiği söyler. Malesef yolda giderken kadın dayanamaz ve arkasına bakar gördüğü manzara dehşet vericidir. Binalar yıkılmış her yer yanıyor ve insanlar taş olmuş ancak bu görüntüyü çok kısa bir süre görmüştür çünkü arkasına dönüp baktığında kendisi de taş olur kalır.

Bugün hala Lut Gölü’nün altından siyah parçacıklar ve çamur çıkmakda, bu çıkan çamurda cilde oldukça faydalı olduğu için kozmetik olarak satılıyor. Gelelim gölün bugünkü durumuna binlerce kişi göle girmek için akın akın buraya geliyor. Göle girmek için bir tesisi seçip plaj parası ödemeniz gerekiyor. Bizim seçtiğimiz tesise ödediğimiz kişi başı giriş ücreti 6 Ürdün Dinarı yani yaklaşık olarak 12-13 TL civarında bir ücret. İçeride ayrıca soyunma kabini için 3-4 TL gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Göle girmek çok ilginç bir his uyandırıyor. Aşırı tuzlu olduğu için neredeyse ayağa kalkıp yürüyecekmişsiniz gibi hissediyorsunuz. İçine girip bir kaç adım attığınızda göl boyunuzu geçiyor. Sırt üstü yüzmekden başka şansınız yok çünkü su dönmenize izin vermiyor. Göldeki herkes sırt üstü düşmüş kaplumbağalar gibi yüzüyor. Gözünüze ve ağzınıza su değdirmenizi hiç mi hiç tavsiye etmem çok uzun bir süre müthiş bir yanma yapıyor. Gözlerinizi zor açıyorsunuz ve ağzınızda bıraktığı müthiş acı bir tat var. Bu zorlukların yanı sıra Lut Gölü’nde bu deneyimi yaşamak kesinlikle çok farklı ve güzel.

Elbette Ürdün’de en çok görülmesi gereken yer Nebatilerin gizli şehri Petra. Bu antik kenti ayrıca anlattığım için burada detay vermeyeceğim. Ancak Petra’da otel fiyatlarının oldukça yüksek olduğunu belirteyim. Yine de ucuza kalabileceğiniz yerler var. Bunlardan biri Valentine Inn burada iki kişi 32 $’a veya Moon Valley’de iki kişi 62 $ ödeyerek biraz daha lüks kalabilirsiniz. Buradaki oteller her zaman çok dolu oluyor, rezervasyonunuzu bir hayli önceden yapmanızda fayda var.

Son olarak Ürdün’de bana göre görülmesi gereken yer Dana Köyü ve Vadisi. Burada yüzlerce yıl önce inşa edilmiş bir köy yer alıyor. Köyde halen 300 adet tarihi köy evi bulunuyor. Elbette bu evlerin büyük çoğunluğu yıkıntı halinde bakım ve onarım yapılmaları gerekiyor. Hepsi yığma taş olarak inşa edilmiş olan bu yapıların onarımı için şu anda başlatılmış ve 2012’de bitecek bir onarım projesi gündemde. Ayrıca bu bölge gösterdiği biyolojik çeşitlilik açısından da önem taşımakda. Yaklaşık 600 çeşit bitki türüne ve yaklaşık 100 çeşit kuşa ev sahipliği yapmakta.

Amman’da kaldığınız süre içinde konaklama seçenekleri için bir kaç alternatif ise şöyle sıralanabilir; Amman Palace’da iki kişi 112 $ veya konfor hiç sorun değil derseniz Nihal Otel’de iki kişi 26 $’a kalabilirsiniz. Orta karar biraz daha temiz olsun derseniz iki yıldızlı Mery Land Otel’de iki kişi 47$ ödeyerek kalabilirsiniz. Biraz pahalı bir ülkede bu fiyat seçenekleri hiç de fena değil.

Amman

Hemen belirtmek isterim Ürdün ve tabiki Amman bulunduğu coğrafyadaki diğer Arap ülkeleri gibi ucuz değil. Hatta…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Bilgiler için teşekkürler. Bizde eşim ve çoçuğumla beraber gideceğiz amman a. Umarım çocuğumla gezilerde zorlanmam. Sizce engel olur mu çocuğum zorlanır mıyım gidilecek yerlere. Teşekkürler.

    • Levent Bey,
      Amman’da koşullar çok kötü değil zorlanmazsınız. Ancak her yerde çocuk için temiz tuvalet bulamayabilirsiniz.

  • zehra hanım çok bilgilendirici bir yazı olmuş.teşekkürler

    • Gamze hanım ve Korhan bey,

      teşekkürler. Umarım birgün işinize yarar.

Yorumunuz?