Şam

Suriye 1946 yılında Fransa’nın boyunduruğundan çıkarak cumhuriyet ile yönetilmeye başlamış bir ülke. Ülkede bugün hala Fransız etkisiyle birçok kişi Fransızca bilmekte.Turkiye’den buraya araba ile ulaşmak oldukça kolay. Kendi aracınız ile Hatay’dan, Cilvegözü sınırından geçiş yapabilirsiniz. Arabanız ile yurt dışına gitmek isterseniz araç için sizden istenen ekstra bir takım ödemeler var. Sigortanızın yurt dışında kaldığınız gün kadar geçerli olması için zeyilname yaptırmalısınız. Tüm ödemeler toplamı yaklaşık olarak 500 tl civarında tutuyor. Bir kaç kişi gidilirse uçaktan çok daha ucuza gelir. Ancak buradaki şöförler deli gibi araba kullanıyorlar. Bir kavşaktan veya ara sokaktan ok gibi fırlayıp her an önünüze çıkabiliyorlar. Araçların büyük çoğunluğu eski ve neredeyse hepsi çarpık. Uygun fiyatlı gitmenin bir başka yoluda Gaziantep’den tur düzenleyen firmalar ile gitmek. Antep’den Suriye’ye 3 günlüğüne 165 € ile 175 € arasında gidebiliyorsunuz. Size iki tur firması önerebilirim birisi Altınoluk Turizm diğeri Turhande Turizm.  Bu tura başka bir şehirden katılmak için birkaç ay öncesinden Gaziantep’e uçak bileti alabilirsiniz bunun için de en uygun firma Pegasus Havayolu. Buradan 40 tl ye bile uçak bileti bulmanız mümkün.

Şam oldukça etkileyici bir yer. Oradaki esnaf bize bir gelenin bir daha gelmek istediğini buradan kopamadığı söyledi. Şam’da ki evlerin bir kısmı oldukça güzel ve tabiki bu binaların şehre kattığı görüntüde. Fakat bu güzel görüntüler müslüman ve hristiyanların ortak yaşadığı bölgelerde veya sadece hristiyanların yoğun bulunduğu bölgede böyle. Malesef müslüman mahallerindeki evler boyasız ve sıvasız çöpler yerlerde, sokaklar asfalt yerine toprak ve yollardan pis sular akıyor. İnsanlar genel olarak çok fakir. Evlerine konuk olduğumuz müslüman ailenin koltuğu bile yoktu yerde minderlerde oturuyorlardı. Bindiğimiz bir taksinin şöförü bu ülkede devletin insanlara iyiy bir emeklilik maaşı bağlayamadığını ve insanların ölene kadar çalışmak zorunda olduğunu anlattı. Genel bir fakirlik hakim olmasına karşın sokaklarda çok şık giyimli insanlar dolaşıyor. Daha sonraki günlerde bu insanların büyük çoğunluğunu hristiyanların oluşturduğunu öğrendik. Yani ülkedeki hristiyan kesim, müslüman kesime oranla daha zengin konumda.

Şam çarşısı oldukça otantik. Dükkanlarda satılan şeyler genelde el yapımı. Bol miktarda sedef kakmalı mücevher kutuları, aynalar ve ipek şallar göreceksiniz. Sedef kakma ürünleri Suriye’den Istanbul’a ihraç ediyorlarmış. Her müslüman ülkede olduğu gibi burada da alışverişde sıkı pazarlık kuralları geçerli bunu sakın unutmayın. Dükkanlarda karşınıza sık sık nargile de çıkacak. Suriye’de nargile olmazsa olmazlardan. Her yemek sonrasında kadın, erkek hatta çocuk yaştakiler bile nargile içiyor. Alışveriş’in en büyük adresi Hamidiye Çarşısı. Burası 1863 yılında Sultan Adbülhamit Han tarfından inşa ettirilmiş. Oldukça renkli bir çarşı. Burada gıdadan giyime bir çok şey var. Uzunlamasna yaklaşık 1 km devam ediyor. Çarşının bitiminde iki tane sütün ve yıkık bir duvar parçası var. Geceleri sutunlar ışıklandırıldığında çarşıya değişik bir hava katıyorlar. Bu çarşının bitiminde Emevi Camii yer alıyor. Burası Suriye’nin en büyük ve görkemli camisi. Bu caminin yerinde daha önce Hz. Yahya kilisesi yer alıyormuş daha sonra kilisenin yerine Emeviler döneminde bu yapı inşa edilmiş. Bugün bu cami geçmişinden dolayı hem hristiyanlar hemde müslümanlar için önem taşıyor. Çok büyük ve görkemli bir avlusu var. Dış cehpedeki duvar resimleri bugün hala olduğu gibi duruyor. Emevi camini diğer camilerden ayıran bir başka özelliğide alışılagelmişin dışında dikdörtgen planlı inşa edilmiş olması. İçini gezmek isteyen bayanlar kara çarşaf giyip gezmek zorunda. Suriye’de bir çok camide ve türbede bu kural var. Size cami idaresi tarafından bu çarşaf veriliyor.

Emevi Caminin arka kısmında Bab Şarki ve Bab Tuma bölgeleri var. Bu bölgeler hristiyanların ağırlıklı yaşadığı yerler. Burada dar sokaklarda yürürken sağlı sollu ahşap ve cumbalı evler göreceksiniz. Bazı evler bugün restaurant veya kafe olarak kullanılıyor. İç kısımları oldukça otantik döşenmiş. Şehrin bu kısmınıda görmenizi tavsiye ederim. Hamidiye Çarsısı yakınında Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan Şam Tren Garı yine görülmesi gereken yerlerden biri. Bir ara 5 yıldızlı otel yapılacağı söylenen gar bugün hala kütüphane olarak kullanılıyor.

Gittiğinizde mutlaka görün diyeceğim bir mekanda Peygamber Efendimizin torunu Hz. Zeynep’in yattığı Seyyide Zeynep Camii. Burası inanılmaz etkileyici bir yer. Yapının içi ışıltılı taşlarla kaplanmış. Tavanlardan büyük parıltılı avizeler sarkıyor. İçeri girdiğinizde birisi yeni ölmüş ve cenaze az önce kalkmış hissine kapılıyorsunuz. Kadınlar ağlayarak çırpınıyorlar. Bunun nedenini sorduğumda Kerbela’da Hz. Zeynep’in yakınlarının öldürülüşünü gördüğünü ve kendilerinin buna engel olamadıkları için çok üzgün olduklarının dile getirilmesi olduğunu söylediler.

Akşam üstü Şam’ı tepeden görmek isterseniz Kasyon Tepesine çıkmanız gerekiyor. Bu tepeden neredeyse şehrin tamamını görüyorsunuz. Sanırım buraya aracınız yoksa çıkmanız biraz zor. Fakat taksiler oldukça ucuz olduğu için taksi ile gidebilirsiniz. Bu tepede güzel restaurantlar ve kafeler var. Büyük bir çoğunluk buraya nargile içmeye geliyor.

Suriye’nin her yeri çok ilginç. Sokaklarda bütün gün yürüseniz bile göreceğeniz bir sürü güzellik var. Tıpkı Hindistan’da olduğu gibi, bazı araçlar renk renk boyalı. Ortamda biraz arabesk bir hava var. Çarşı’da kahve içebileceğiniz oldukça otantik yerler var. Bunlardan biri Hamidiye çarşısından Emevi Camiine giderken yolunuzun üzerinde. Dar bir sokağın içinde dışı mermerler ile kaplı olan kahvenin havası sizi alıp Osmanlı dönemine taşıyacak. Burada yaşlılar gazetelerini okurken bir yandanda nargilelerini fokurdatıyorlar. Diğer yanda turistler oturmuş kahvelerinin içiyorlar. Bir yanı bugünü bir yanı geşmişi yaşatan oldukça hoş bir mekan.

Konaklamak için Hamidiye Çarşısının hemen yanında Royal Suites Otel var. Burada bir suit kiralayarak 3 veya dört kişi aynı suitte kalabilirsiniz. Yaklaşık fiyatı bir küçük suit için 80-90 usd gecelik. Burada 3 veya 4 kişi rahatlıkla kalabilir. İçerisi tahminlerin ötesinde oldukça lüks ve temiz. Suitte bir buzdolabı ve tüm mutfak ekipları mevcut tüm yemeklerinizi burada pişirip yiyebiliyorsunuz. Başka, bir kültür yemekleri ile de tanınacağından ben size sadece sabah kahvaltılarını burada yapmanızı öneririm. Otel hakkında bilgi almak için http://tinyurl.com/royalsuites