Kyoto

15 Ocak 2010 · Zehra Arslan

Adını daha çok protokollerde duyuyoruz Kyoto’ nun. Bize çok uzak diyarda bir şehir. Aslında Kyoto dünyaya adını duyurduğu kadar büyük değil ancak Japonya’ nın iyi turist çeken şehirlerinden biri. Japonya deyince aklıma ilk gelen; nereye giderseniz gidin fiyatların çok ama çok pahalı olduğu. Belki de teknolojiye bu kadar para yatırmaları Japonya’ yı pahalı kılıyor. Nereye baksanız teknolojik bir harika ile karşılaşıyorsunuz. Tuvaletlere girdiğinizde oturacağınız yerde bile bir sürü düğme görüyorsunuz, abartmıyorum sanırım 7-8 düğme var. Her birine bastığınızda su sesi, kuş sesi, veya bir melodi duyuyorsunuz, bunun nedeni eğer çok sesli birşeyler yapacaksanız yandaki kişiyi rahatsız etmeyin diyeymiş.

Japonlar tahminlerimizin ötesinde birbirlerine saygılı bir hayat yaşıyorlar. Bunu orada olduğunuz her an hissediyorsunuz. Metro istasyonunda tren yanaştığında peronda bekleyenler bir kenara çekilip trendekilerin inmesini bekliyor asla itişme veya panik bir hal yok, herkes tamamen indiğinde perondakiler sakince trene biniyor. Durup bir kenardan izlediğinizde bu sakinliği görebiliyorsunuz.

Kyoto’yu gezmeye 778 yıllında inşa edilmiş Kiyomizu-dera Budist tapınağı ile başlayabilirsiniz. Bu tapınağın terasından tüm Kyoto’yu da seyretme imkanınız var. Kiyomizu-dera’nın bulunduğu tepe her mevsim ayrı bir renge bürünüyor. Tapınağın bulunduğu yerde 15ci ve 17ci yüzyıllardan kalma yapılar da bulunuyor örneğin bunlardan biride Jishu tapınağı. Jishu aşk tanrısına adanmış bir tapınak. Kiyomizu tepelerin arasında bir vadide uzun ahşap destekler üzerinde yüzyıllardır duruyor. Japonya’da olan onca depreme rağmen dimdik ayakta.

Tapınağa karşıdan baktığınızda ahşap destekler sizi ürkütebilir. Bugüne kadar ayakta kalmasını ilginç kılan yan ise tapınak yapılırken tek bir çivi bile kullanılmamış olması. Tapınağa girmeden önce kapının önünde içmeniz gereken ve Otowa Şelalesinden 3 değişik yerden akan sular var. Ziyaretçiler uzun çubuklar üzerine takılı kaplarla bu sudan içmeyi deniyor. Bu suların değişik anlamlar ifade ettiğine inanılıyor. Birinden içince iyi dileklerinizin kabulu, diğerinden içince sağlıklı bir hayat ve sonuncusundan içince uzun bir ömrünüzün olacığı inancı var. Fakat üçünü birden içerseniz kötülüğü çağırmış olduğunuz düşünülüyor. Japon’ların bazıları sadece iki tanesini seçerek içmek gerektiğine inanıyor. Büyük tapınağın etrafında yukarıda da belirttiğim gibi küçük tapınaklar yer alıyor ve her tapınak bir tanrıya adanmış durumda. Örneğin evliliğin iyi gitmesi için yapılmış olan bir tapınakta tanrıya armağan edilmiş bir sürü bebek görüyorsunuz.

Kiyomizu tapınak bölgesinde 15 adet yapı yer alıyor. Bunlardan bir taneside 3 katlı Pagoda. Tapınaklarda tanrıları uyandırmak için bazı törenler yapılıyor. Bu tören sırasında davullar çalınıyor şarkılar söyleniyor tanrıların gelecek kötülüklere karşı uyanık olması sağlanmaya çalışılıyor. Kendini tapınaklara adamış rahipler yollarda sırtlarında takuhatsu denen sade bir elbise, kafalarında kocaman bir hasır şapka ile dolaşıp para topluyorlar. Bunu yaparken sanırım bir saatte en fazla 300-400 metre yürüyorlar çünkü adımlarını çok küçük ve yavaş atıyorlar aynı zamanda ellerindeki çanı çalarak bir süre bekliyorlar. Yanlarına gidip rahatca fotoğraf çekebilirsiniz çünkü amaçları tepkisizlik.

Kiyomizu-dera adresi ve nasıl gidileceği konusuna gelince; address: 1-chome, Kiyomizu, Higashiyama-ku, Kyoto City. Tapınağın ziyaret saatleri : 06:00-18:00 giriş ücreti 300 yen. Buraya gelmek için merkezden Kiyomizumichi veya Gojozaka otobüslerine binip indiğiniz yerden 10 dakika yürümeniz gerekiyor. Yürüyeceğiniz yol oldukça keyifli. Eski ve çok keyifli bir yerleşim yerinin içinden geçeceksiniz, burada Japonya’ya özgü bir çok şeyi bir arada bulabileceğiniz hediyelik eşyalar ve yiyecek satan yerler göreceksiniz.

Rokuon-Ji tapınağını gördüğünüzde bu tapınağı daha önce mutlaka bir fotoğrafda gördüğünüzü hatırlayacaksınız. İlk inşa edilirken 1397 yılında Saionji Tapınağı’nın dağ villasının mülkünü alan Ashikaya Yoshimitsu’nun villası olarak inşa edilmiş. Yoshimitsu’nun ölümünden sonra tapınağa çevrilmiş. Rokuonji tapınağı Kitayama kültürünün bir sembolü olarak yukarıda da belirttiğim gibi Japonya’da ve dünyada çok bilinir ve önemli bir yere sahiptir. Tapınağın dışı tamamen altında kaplanmıştır ve Kyokochi Gölet’inin içinde yer almaktadır. Oldukça göz alıcı olan bu yapının yansıması suyun içine düşerek seyrine doyulmaz bir görüntü oluşturmakta. Rokuon-Ji tapınağına gitmek için adres; 1 Kinkakuji-cho, Kita-ku, Kyoto City. Ziyaret saatleri 9:00-17:00, giriş 400 yen. Tapınağa gelmek için merkezden Kinkakuji Mae otobüslerine binmeniz gerekiyor.

Kyoto’nun kuzeybatısında Ryoanji,bir Zen tapınağı ve buradaki taş bahçesi ziyaret edilebilecek ilgi çekici alanlardan bir tanesi. Zen felfesinin değişmezi olan sadelik burada ilk göze çarpan şey. Tapınak bugün müze halinde ancak hala büyük kapalı yaşam mahalleri aynı sadelikte duruyor. Hala devam eden bir Japon klasiği olarak yerlerde kamışdan örülmüş tatami denilen büyük yaygılar var. Tüm yaşam bunların üzerinde. Bu mekandan taş bahçesine açılan büyük pencereler görülüyor. Taş bahçesi son derece sade ve dinlendirici. Hemen unutmadan bildirmek isterim Japonya’da bir çok yere girerken olduğu gibi buraya girerkende ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor. Japonlar bu konuda oldukça hassaslar ve titizler. Bir Japon mim tiyatrosunu gezerken ayakkabılarımı çıkarttırıp bana özel çorap giydirdiler. Yani Japonya tam da bizim titiz annelerimize ilaç gibi olabilecek bir ülke.

Togetsukyo köprüsü Oi nehri üzerinde kurulu olup çiçek açan kiraz ağaçları ve sonbahar görüntüleri ile meşhur. Togetsu ay geçişi anlamına gelmekte bu isim imparator Kameyama tarafından köprü ay geçişine benzetildiği için verilmiş. Köprünün inşatı 1934 yılında bitmiş ve Arashiyama’nın muhteşem görüntüsü arasında erimiş gibi durmakta. Burada tekne ile gezmekde keyif verici. Ayrıca nehrin iki yanında güzel Japon restaurantlarında birşeyler atıştırıp yine civardaki geleneksel Japon el işi atölyelerini gezerek fotoğraf çekebilirsiniz. Atölyelerden bazıları hep görmeye alıştığımız geleneksel Japon kumaş boyama sanatını icra ediyorlar. Bunun adı “Yuzen” olarak geçiyor. Yani boyalı ipek. İpek kumaşları boyadıktan sonra bunlardan çanta, kitap kapağı, mendil, yelpaze gibi bir sürü farklı ürün elde ediyorlar.

Çok kalabalık bir ülke olduğu için evler ve otel odaları oldukça küçük. Benim kaldığım otelde yatak ile duvar arasında sadece bir adım atabileceğiniz bir mesafe vardı. Banyo ise kapıyı açabildiğiniz mesafede başlayıp bitiyordu. Böyle bir otelin geceliği kahvaltı hariç 110 $. Kahvaltı için dışarıdaki küçük kafeterya tarzı yerlere gitmeniz size sadece bir çay ve arasında küçük bir peynir olan sandviç ile 10 $’a mal oluyor. Benim otel rezervasyonumu Japon arkadaşım yaptığı için onun bulduğu otelde kaldım ancak ben size hostelleri öneririm.

Japonya çok pahalı bir ülke olduğu için otel yerine hostele para vermek daha mantıklı ayrıca ülkede temizlik sınırı oldukça yüksek olduğu için rahatlıkla hostellerde kalabilirsiniz. En uygun fiyatlı hostelin fiyatı 27 $. Benim otelin geceliğine 100$ ödediğimi düşününce 27 $ kulağa oldukça cazip geliyor. Kyoto Hostel sitesinden Kyoto’da kalabileceğiniz birkaç hostel bulabilirsiniz. Japonya’da yemek konusuda bizim gibi bir ülkeden giden bir insan için sorun teşkil ediyor. Ben yemeklerde içinde hep tavuk olan birşeyler yemeyi tercih ettim. Tabi sonuna kadar sushi yerim diyorsanız bir şey diyemem. Japonya’ya neyle gitmeli derseniz, benim gittiğim dönemde havayolları bu kadar ucuz alternatifler sunmuyordu. Şimdi gitmenin binbir yolu var Avrupa’ya uçup oradan daha ucuz gidebilirsiniz veya buradan Dubai aktarmalı Emirates havayolu hala en ucuz uçan ve güvenli havayollarından biri.

Kyoto

Adını daha çok protokollerde duyuyoruz Kyoto’ nun. Bize çok uzak diyarda bir şehir. Aslında Kyoto dünyaya…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Kyoto çok gitmeyi istediğim yerlerdendi, yazınızla bu hayalim depreşti… Umarım çiçek festivaline denk gelecek bir gezi düzenlersiniz ve ben de sizinle tam o zaman kyotoya giderim.sevgiler…

    • Umarım bir Japonya için de bir plan yaparız, selamlar.

Yorumunuz?