Kahramanmaraş

10 Mayıs 2009 · Zehra Arslan

Öncelikle bizi konvoy halinde Maraş’da gezdiren Maraş’lı dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Anadolu’nun içlerine gittiğinizde hala bozulmamış, hala içlerindeki insani duyguları kaybetmemiş insanları görmek mutluluk verici. Antep gezimiz sırasında buraya 80 km olan Maraş’a da gitmeye karar verdik. Antep, Maraş arası oldukça düzgün asfalt bir yolla bağlı. Ancak bir başka yol seçeneğiniz daha var bu yol, biraz virajlı ovaya tepeden bakan bir dağ yolu. Her iki yoldan da gitmek pek uzun sürmüyor.

Bakır Ustası- azgezmis.com

Maraş’ın içine girer girmez sanırım ilk işiniz kendinizi çarşının içine atmak olacak. Burası başka bir dünya, adeta büyülü bir alem. Çarşı deyince aklınıza dükkanlar geliyor ama bu dükkanlar öyle sıradan dükkanlar değil, her birinde bir sanatçı barındırıyor. Hemde bazılarının yaşları 80 ile 85 aralığında olmasına rağmen hala öpülesi elleri işliyor. Çoğunlukla bakırcı ustaları var. Büyük kazanlar yapan bir usta gururla, kazanları yurt dışına ihraç ettiklerini anlatıyor. Bunları ne amaçla aldıklarını soruyorum tam olarak şöyle diyor “abla bunların içinde vokla yaparlar”. Ne olduğunu anlamadığım için tekrar sorup, aynı cevabı alıyorum ve sonra beynimde toparlayıp sesli söylüyorum, votka yaparlar, hah işte ondan diyor usta. Burada fotoğraf çekerken saatler geçirebilirsiniz, çünkü esnafın çoğu çay içip sohbet etmeden sizi bırakmayacaktır.

Çarşıdan eski evlerin olduğu sokakların içlerine girdiğinizde tarihin kokusunu hemen alacaksınız. Divanlı’da sokağın girişinde evlerin arasında kalmış ama hala çalışan bir değirmen var. Sonrasında ise boyası dökülmüş evlerin önünde, renkli giysileri ile sizi çocuklar karşılayacak. Evler genelde büyük inşa edilmişler, burada küçük bir ev 130 metrekareden başlarmış. Meğerse Maraş halkının büyük ev merakı varmış. 130 metrekare olan küçük dedikleri evler genelde çarşı içinde ve ucuz olurmuş. Günün sonunda misafir olduğumuz 240 metrekarelik evde tam neden büyük ev diye sorarken zil çaldı ve bir anda yaklaşık 10 kişilik bir akraba grubu geldi. Akraba ilişkileri yoğun bir şekilde devam ediyormuş ve bazen büyük aileler bir arada yaşıyorlarmış. Hal böyle oluncada evlerin metrajı 500’e kadar çıkıyormuş. Kiralar ise 350 ile 600 tl civarındaymış.

Bakır Ustası - azgezmis.com

Bazı dükkanların camlarında, tarhana,firik yazıları dikkatinizi çekecek. Firik hergün günlük yapılan ve günlük satılan bir ürünmüş. Yoğurt ve buğdayın karıştırılması ile yapılıyormuş. Her sabah bu karışım çubukların üzerine yayılıp kurutuluyormuş, öğlene doğru kurumuş firikler dükkanlardaki yerini alırmış. Özellikle yaz aylarında firik, fındık, fıstık ve badem ile birlikte yenirmiş. Yerel halkın firiğin külleri dediği tanelerdende bildiğimiz tarhana çorbası yapılıyor. Eğer görmek isterseniz bir firik fabrikasının yerini öğrenerek firik yapılışını seyredebilirsiniz.

Şehrin biraz dışında bağ evlerinin yer aldığı bir mahalle var. Vaktimiz yetmediği için biz burayı göremedik ancak görülmeye değer eski evlerin olduğunu öğrendik. Bir başka görülmeye değer mekan da Menzelet Barajı ve aynı bölgedeki Ali Kayası.

Koyun eti ile aranız çok iyi değilse size dana eti seçeğini de sunan Küçük Ev Restaurant’da yemek yemenizi tavsiye ederim. Yemeğin ardından meşhur Maraş Dondurması yemek için MADO’ya yani Maraş’da ki ismi ile Yaşar Pastanesi’ne gidip baklavanın yanında, bıçakla zor kestiğiniz dondurmayı yiyerek tatlı bir şekilde günü bitirebilirsiniz.

Kahramanmaraş

Öncelikle bizi konvoy halinde Maraş’da gezdiren Maraş’lı dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Anadolu’nun içlerine gittiğinizde hala bozulmamış,…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Ben aslen Osmaniye’liyim ama Maraşta oturuyorum pekte tanıdığım yok ama burayı sevdim kapalı çarşı ve çarşı esnafı o renkler bi harika ve söylemeden geçemicem TAHRANA tam bi sanat eseri belki çoğu maraşlıdan çok tahrana yiyorum ve seviyorum kısacası çok tanımasamda geleneklerine bağlı bu şehri seviyorum

  • Gerçekten Kahramanmaraş’ımız anlatmakla bitmez.. Ve biberi demenizide beklerdim.. yazılarınız içinde.. Çemen– çaman’da denir.. Ve yeşil zeytin.. kendine has terbiyesiyle… ah.. o güzelim yaylalar… Göksun- afşin.. Andırın.. Tirşik.. kuzu Göbeği mantarı…. yazdıkça yazasım geliyor.. ..

    • Maraş’ın güzel lezzetleri hakkındaki hatırlatmalarınız için teşekkürler.

  • Zehra hanım; Memleketimizi çok güzel anlatmışsınız teşekkür ederiz. ayaklarınıza sağlık. merkezdeki yerleri gözlemlemişiniz zaten. Vaktiniz olsaydı merkeze 1 saat uzaklıkta Afşin ilçesine giderken yol kenasrında Tekir yaylasında et yemenizi tavsiye ederdim. Tam bir dağ havasının ve manzarasının eşliğinde et pirzolasına doyum olmaz. Bahsettiğim yerin suyu da çok meşhurdur. Fazla içtiğiniz halde şişkinlik yapmaz. Umarım bir gün orası da nasib olur.

    • Bekir bey,

      bir kere gelmekle oraları bitiremedik yine geleceğiz ömrümüz yeterse. O zaman Tekir Yaylasını da listemize katarız.

  • Zehra ablam, Kahramanmaraşımızı çok iyi gözlemlemiş ve bu kadar kısa sürede çok güzel yorumlamışsın, ben dahi Kahramanmaraşın yerlisi olduğum halde senin gibi yorumlayamazdım inan, tek kelimeyle süpersin :) ama bu gelişinizi saymıyorum, daha geniş zamanda tekrar bekliyorum kahramanmaraşa.. inşallah bir gün yolunuz tekrar düşer..

    • Merhaba Şevki,

      güzel yorumun için teşekkür ederim. İnşallah en kısa sürede yolumuz tekrar oraya düşer ve görüşürüz.

  • Zehra hanım,
    Gerçekten belgesel gibisiniz. Touregler yazınızı daha detaylandırsaydınız daha güzel olacaktı hakkatten..

    • İlginiz için teşekkürler. Birgün Tuoareg’lerin vatanını ziyaret edersem o zaman daha fazla detay verebilirim belki.

Yorumunuz?