Adatepe Köyü, Kazdağları’nda Bir Güzel Köy

Adatepe Köyü Zeus Sunağı’nın yanıbaşında yer alan Çanakkale’de, Kazdağları’nda bir güzel köy. Adatepe Köyü, Çanakkale‘nin Ayvacık, Küçükkuyu beldesinde yer alıyor. Biz köyü 2016 yılında ziyaret ettik ve son 15 yıldır yıldızı parlayan bir köy olduğunu öğrendik. Köyde yaşayan yerli halk sadece yirmi haneden oluşuyor. Geri kalanı büyük şehirlerden gelip bu köye sonradan yerleşenlerden oluşturuyor.

Köylüler eski taş evlerini oldukça yüksek fiyatlara satıyorlar bugünlerde. Kendi tabirleri ile köylü uyandı, bana göre ise köylü aç gözlülük yapıyor. Köydeki evler 500.000 TL ile 1.200.000 TL arasında fiyat buluyor. Neyse bu herkesin kendi bileceği iş, biz bir köyü gezelim ve bir şeyler yiyelim.

Adatepe Köyü’nde ne yenir?

Köyün girişinde 100 yıllık ve 300 yıllık çınar ağaçlarının gölgesinde yemek yiyebileceğiniz huzurlu kafeteryalarla köye giriş yapılıyor. Siz yemek yerken köyün özgür dolaşan tavukları yemeğinizi paylaşmak için etrafınızda fır dönüp, gözünüzün içine bakıyor. Burada otlu gözleme yedikten sonra bir bardak karadut suyu içmenizi tavsiye ederim. Biz Hurmalı Kahve isimli yerde yedik ve memnun kaldık. Bu köyde biraz hayvancılık ve daha çok da zeytincilik yapılıyor, hem yemek hem de yanınıza almak isterseniz aşağıda adres bildireceğim. Yemek sonrası köyün içine girme vakti geldi.

Adatepe Köyü’nde gezilecek yerler

Zaten çok büyük olmayan, bir kaç sokaktan oluşan çok çabuk gezebileceğiniz bir köy. Adatepe Köyü’nün geneli taş evlerden oluşuyor, bir kısmı yıkık, bir kısmı satılmış ve tamirat geçirmiş. Eski bir Türk, Rum köyü. 1915 yılına kadar bu köyde Türkler ve Rumlar birlikte yaşıyorlarmış. Köyün girişte yer alan bölümünde Rumlar, içerilere doğru girdikçe Türkler yaşıyormuş.  Mübadele yıllarına kadar hayli hareketli, birçok dükkanın yer aldığı canlı bir köymüş. Ara sokaklarda bu evlerden ve dükkanlardan geri kalanları bugün ziyaret ettiğinizde göreceksiniz. Rumlardan kalma bir köy mezarlığı varmış. Mübadele yılları sonrası Rumlar köye geri gelmişler ancak mezarlarını bulamamışlar ve evlerinde Türklerin oturduğunu görünce geri dönmüşler. Bunlar köylülerin bize anlattıkları.

Bazı yapılar kafeye bazıları imalathaneye çevrilmiş bazıları da yüksek kira talebinden dolayı boş duruyor. Taş evlerin arasında dolaşırken bir yerde karşımıza küçük ve şirin bir zeytinyağı satış yeri olan Zeytinyağ Evi çıktı. Zaten denk gelmemek mümkün değil, dedim ya köy oldukça küçük. Burada zeytinyağı sütü adını verdikleri zeytinyağı satılıyor. Hiç bir işlemden geçmemiş yağ olduğunu söylediler. Eski usulde taş değirmende ezilmiş zeytinlerden hiç pres kullanılmadan elde ediliyormuş. Yüz kilo zeytin kullanılarak sadece bir kaç kilogram zeytin sütü elde ediliyormuş. Oldukça besleyici olan bu zeytin sütünün içinde E, A, B, D vitaminleri, karoten, suqualen, oleuropein ve antioksidanlar bulunuyor.

Zeytinyağını alıp içebiliyorsunuz ve hiç bir kötü tat veya his bırakmıyor, boğazınızdan kayıp gidiyor. Elbette bunun normallerinden daha yüksek bir bedeli var. Burada hem sabun hem de zeytinyağı satılıyor. Adatepe’deki bu mağazadan ve buna benzer olan Zeus Han Zeytincilik mağazasından kargo ile de alışveriş yapmanız mümkün.

Adatepe Köyü’nün içindeki bazı taş evler bugün otele dönüştürülmüş. Bu oteller yılın 12 ayı açıklarmış. Kış aylarında genelde köyün yerlileri dışında kimse kalmıyor, dükkanlar da kapanıyormuş; ancak bu otellerde sıkça yoga eğitimleri yapılıyormuş. Kışın gerçekten oldukça sessiz olduğuna eminim. 2016 yılındaki kişi başı fiyatlar 100 ile 250 TL arasındaydı. Yazın burada kalmak isterseniz denize gitmek için yaklaşık 3,5 km kadar aşağı inip, plaj keyfi yapıp akşama köyde sakin bir gece geçirebilirsiniz. Biz Hünnap Han otelini gezdik, 280 yıllık bir Osmanlı Konağı otel yapılmış. Oldukça güzel, sadece 8 odası var. Bu nedenle fiyatları biraz yüksek. Köy sit alanı olduğu için şimdilik yeni yapılaşmaya izin verilmiyor. Bu da mevcutların değerinin yüksek olmasına sebebiyet veriyor.

Köyün üst kısımlarına çıkacak vaktiniz varsa Hoca Kayası’na kadar çıkmanızı tavsiye ederim. Kayalık olan bu bölge köyün bittiği noktada başlıyor. Biraz yukarı tırmanarak bütün köyü ve Küçükkuyu Sahili’ni tepeden seyre dalabilirsiniz.

Köyün girişinde gezebileceğiniz şu anda eğitim amaçlı kullanılmayan, eski köy okulu binası var. Bugün bu yapı daha çok yoga eğitimi veren kişiler tarafından kiralanıp kullanılan bir yapı. Köyün tepesinde yer alan köy okulu tüm köye hakim bir manzaraya sahip ve ağaçların altında sükunet içinde. Bu sessizliğinden dolayı yoga ve meditasyon grupları tarafından tercih ediliyor olsa gerek.

Köye gelirken 1 km kala Zeus Altarı’nı göreceksiniz. Aracınızdan inip yaklaşık 700 m kadar yürürseniz altara ulaşırsınız. Zeus Altarı nedir derseniz. Çok tanrılı dinler zamanında tanrılara hediyeler ve kurbanlar sunulması için inşa edilmiş bir yapı diye tanımlanabilir. Bir başka adı da sunaktır. Tanrılara yapılan sunulardan dolayı böyle adlandırılmıştır. Zeus Yunan mitolojisinde tanrılar tanrısı diye geçer, onun sunağı da görkemli bir yerde olmalı elbet. Sunağın bulunduğu tepe Gargaran Tepesi olarak anılıyor ve Edremit Körfezi’nin manzarasına hakim.

Adatepe Köyü’ne nasıl gidilir?

Adatepe Kazdağları’nda veya mitolojideki adı ile İda Dağı’nda yer alan bir köy. Küçükkuyu merkeze geldiğinizde sahilden buraya yaklaşık 3,5 km’lik bir yol ile ulaşabilirsiniz. Yol asfalt ve iyi durumda. Gelirken yolda karşınıza ilk önce Zeus Altarı çıkacak. Aracınızı park edebileceğiniz bir de otopark mevcut. Önce Zeus Altarı’nı gezip daha sonra da Adatepe Köyünde keyifli bir gün geçirebilirsiniz.